ISBN:9753900690

 

 

Bir acıyı bilmeyince, okumayınca, görmeyince o acıyı yok etmiş olmuyoruz ne yazık ki…

Boyalı Kuş‘ta tahmin edebileceğinizden çok acı var. Vahşet var, insanların kötü yanları var, her şeye rağmen yaşama umudu olan, yaşama sımsıkı sarılan bir çocuk var.

Kitabı okumaya başladığımda bana tavsiye eden kişiye çok kızdım. Bu kitap nasıl bir kitaptı, bu kitap okunur muydu? Altı yaşında bir çocuğu ailesi 2. Dünya Savaşı sırasında onun açısından daha iyi olacağını düşünmelerinden dolayı uzak bir köye gönderilmesi ve daha sonra çocuğun başına gelenler var bu kitapta. Altı yaşında bir çocuk bu yahu! diyorsunuz kitabı okurken. Tüyleriniz diken diken oluyor yaşadıklarını okudukça. İnsanlar bu kadar mı kötü olabilir, bir çocuğa bu kadar mı kötü davranılır? Aslında yerlisi olduğu topraklarda bir çocuk sırf “Çingene” olduğu için bu kadar mı eziyet görür? Çocuk bu yahu! Evet… Ne yazık ki olmuş bu tarz olaylar, oluyor ve korkarım ki olacak. Ve inatla bu vahşetin içerisinde çocukluğunu korumayı başaran, adını asla öğrenemediğimiz bu başkarakterle tanışmanız gerektiğini düşünüyorum. Genelde bir kitap beni boğduğunda, sıktığında, karamsarlığa sürüklediğinde bir süre devam eder, dayanamazsam bırakırım. Fakat bu kitapta içeriğindeki karamsarlığa rağmen akıcı üslup, edebi açıdan farklılığı ile beni kendisine bağladı, bırakamadım. Hiçbir şekilde konuşma cümlelerinin olmadığı 239 sayfalık bir başyapıt bence bu kitap.

Jerzy Kosinski’nin hayatını incelediğinizde bu tarz bir kitabı neden ve nasıl yazdığını daha iyi kavrarsınız. Nazi döneminde ailesinden ayrılmak zorunda kalan, geçirdiği kaza sonucu konuşma yetisini kaybeden, ailesiyle beraber birçok acı yaşayan bir çocuktu o da. Belki gördüklerini, belki duyduklarını aktardı bu kitaba. Nasıl bir bamteline dokunduysa kitabın basılmasından sonra hala ülkesinde yayınlanmamış, birçok tehdit almış, ailesi zor durumlara düşmüş, başına gelmeyen kalmamış. Hitler yaşadığı aşağılanma duygusu sonrasında insanların canını almaya başlamış. Jerzy Kosinski ise yaşadığı aşağılanma duyguları sonrasında kalemini konuşturarak içindeki her şeyi sayfalara dökmüş. Ne yazık ki kitabındaki vahşeti de kendi hayatına uygulamış, intihar etmiş.

Hep bir roman yazmayı istemişimdir, hala da istemekteyim, ama bu kitap gibi edebiyatında ve konu içeriğinde başarılı olan eserleri okudukça bir roman yazmaya daha çok zaman olduğunu düşünüyorum. Kırk fırın kitap okumak, kırk fırın yazarla tanışmak lazım.

Diyeceğim odur ki; gerçek bir edebiyat aşığıysanız, farklı tarzda bir kitap arıyorsanız lütfen bu kitabı alın. Evet içiniz bunalacak, “yeter” diyerek isyan etmek isteyeceksiniz, ama sonraki sayfaları ve bu küçük çocuğun sonunu merak edeceksiniz…

Kitabın arka sayfalarında bulunan, yazarın kendi notundan bir alıntı;

“Serinin ilk kitabının toplumsal imgelerden evrensel olarak en ulaşılabilir olanını ele almasını istedim; insanoğlu en kırılgan haliyle anlatılacaktı, çocuk olarak ve toplumun en ölümcül anı olan savaş zamanında. Yapmak istediğim savunmasız birey ve hızla güçlenen toplum arasındaki mücadeleyi açığa vurmaktı. Çocuk ve savaş arasındaki ilişki, insanlık dışı durumun temellerinden en önemlisidir. “

Piyasa Fiyatı 20,00  TL

www.ilknokta.com 14,00 TL

www.idefix.com     15,00 TL

www.kitapyurdu.com     14,96  TL

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Leave a Reply