
Evet kesinlikle kişisel gelişim kitaplarını sevmiyorum. Ama içeriğinde sizi geliştirmeyi hedefleyen romanlara da bayılıyorum. Hele ki iyi bir yazar tarafından yazıldıysa. Sizi ilk sayfada alıyor, kitabı bitirdiğiniz zaman ise bambaşka bir yere bırakıyor. Ve artık değişmiş, dönüşmüş oluyorsunuz. Belki de “çaktırmadan kişiliği geliştiren kitaplar” demek lazım bunlara.
İşte Seyir’de bu kitaplardan. Şu zamana kadar etrafımda okuyan herkese bir şekilde bir şeyler katmış bir kitap. Zaten bu kitaptan çok etkilenen bir ablamın tavsiyesi üzerine okudum. Romanın hem içeriği çok başarılı, hem de verdiği öneriler size iyi gelecek türden. Bir şekilde hayatın içindeki zorluklara karşı nasıl bireysel olarak güçlenilebileceğini anlatıyor.
Kitabımızın kahramanı Mina zor dönemler geçiren, özgüven yetersizliği olan, geçmişte farklı travmatik olaylar yaşamış bir genç kadın. Mina’nın yolu bir gün Ma ile karşılaşıyor ve bu pozitif, hayata iyilik yapmayı seven kadın, onu dipsiz bir kuyudan çıkarıyor. Bu çıkarış süreci tabi ki kolay değil, sancılı bir süreç. İşte bu süreçte Mina ile yolculuk yaparken, Ma ile sohbet ederken kendinizi kitabın derinliklerinde buluyorsunuz.
Bazı kitaplar çok sürükleyici olsa da özellikle yavaş okurum. Sanırım sindirmek için, değerlendirmek için. Sonraki sayfaya geçmeyi hak etmek için beklerim. Bu kitap da onlardan bir tanesi oldu işte.
Bana göre herkesin kesinlikle okuması gereken, hem hikayesi ile çok şey katabilecek, sürükleyici bir roman, hem de dediğim gibi kendiniz için güzellikler seçebileceğiniz bir seçki Seyir.
Herkese iyi okumalar…