Bu ara resmen engelliler ile ilgili kitaplara sardım. Onlar ile beraber tamamen farklı dünyalara ulaşmak mükemmel. Ve belki de kitap okumanın en güzel kazancını da bu kitaplar ile yaşıyorum; empati.
Bu romanımızın ana karakteri doğuştan engelli olan Petey. Petey aslında beyin felci ile doğuyor ama doktorlar ona zihinsel engelli teşhisi koyuyorlar. Ailesi durumu idare edemeyerek onu iki yaşındayken akıl hastahanesine yolluyor. İşte Petey’in hayat dolu, gizli güzelliği de buradan sonra yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Onunla özel olarak ilgilenen herkesi kendisine hayran bırakan, yaşama sevincini sonuna kadar iliklerinde yaşatan Petey etrafındaki herkese kendisini hayran bırakıyor. Kitap arkasındaki yazıda Petey ve o yaşlandığı zaman bir küçük çocuk ile olan dostluklarına dikkat çekilse de bu hikaye neredeyse kitabın yarısından sonra başlıyor. Kitap boyunca Petey’in etkilediği ve onu etkileyen insanları görüyoruz. Bence yazar konuyu bu kadar yaymaktansa daha derli toplu yazabilirdi romanını.
Bu arada kitap gerçek bir öyküye dayanıyor, işte bu da romanı daha da güzelleştiriyor.
Ama ne olursa olsun bir çırpıda okunabilecek, içinizi ısıtan bir öykü. Yazıları kocaman. Sanırım bu kitap çocuk kitabı 🙂 ama ben bayıldım. Bence filmi de çekilirse çok güzel olur ve tahminen iyi bir oyuncu tarafından oynanırsa Oscar bile alır. Aklıma Stephan Hawking’in “Her Şeyin Teorisi” filmi geldi. Bu arada izlemeyen varsa onu da izlesin derim.
Hepinize iyi okumalar.
