Author: Charlotte Perkins Gilman Genre: , , ,
Rating

Bu kitabı yorumlamak bazı açılardan benim için değişik olacak. Hem kadın olarak, hem de yazarın meslektaşı (söyleyebilirim sanırım bunu artık :)) bir sosyolog olarak yorumlamaya çalışacağım.

İlk olarak kitabın minik bir anlatımı; Üç erkek kahramanımız rehberlerinden duyduğu ve kuytu dağların arkasındaki “Kadınlar Ülkesi” ni merak ederler ve oraya doğru bir yolculuğa çıkarlar. Onlara göre sadece kadınların yaşadığı bir ülke olamaz, imkansızdır. Gittikleri bu ülkedeki kadınlarla tanışır, onlardan ülkelerinin yönetimi, işleyişi, aile yapısı, dini inançları şeklinde birçok konuda bilgi alırlar ve bizim dünyamızı da anlatırlar…

Öncelikle yazar, yaşadığı dönem için büyük bir adım atmış bana göre bu kitabı yazarak. Erkeklerin kadına bakış açısını, erkeksiz bir dünyanın var olduğu takdirde nasıl bir sonuca ulaşabileceğini ve kadınlara “siz tek başınıza da güçlüsünüz!” mesajını güzel vermiş. Kitap içerisinde kadınlara farklı bakış açısına sahip üç erkeğin de karakterini çok güzel seçmiş. Kendi içerisinde yaşadığı ikilemleri, toplumsal bakış açılarını ve zamanla değişen fikirlerini kitaba tüm çıplaklığı ile yansıtmış.

Kitapta beni rahatsız eden kısım ise (spoiler olabilir belki bu); Kadınlar Ülkesi’nin tamamen “anne” olmak üzerine kurulmuş olması. Kadının başka bir görevi yokmuş gibi gösterildiği için bu kısımlar beni rahatsız etti. Ama kitabın yazıldığı dönem (yazar 1860 doğumlu) içerisinde feminizmin daha ilk adımları yeni atılırken, belki de o kadarını düşünememiş olabilir yazar.

Evet bir yandan annelik olgusuna bu kadar atıf yapılması sinirimi bozsa da, diğer taraftan çocuklara bakım, eğitim, araştırma olguları çok hoşuma gitti. Açıkçası kitap bana Finlandiya eğitim sistemini hatırlattı.

Ben o ülkede yaşamak ister miydim diye sordum kendime kitabı okurken. Tamamen öyle bir ülkede yaşamak istemesem de, oradaki gibi ahlak, bütünleşme, tek bir amaç, saygı çerçevesi içerisindeki bir ülkede yaşamayı çok isterdim. Zira kaybedilen değerlere bakıldığı zaman belki de bir elli sene sonra (hatta belki de şimdiden) geçmiş dönemler bize ütopik gelecek.

Sonuç olarak okunulası, araştırılası, üzerine düşünülesi bir kitap.

Herkese iyi okumalar…

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Leave a Reply