
Yorumumu yapmadan önce, nedense asla ölmeyeceğini düşündüğüm Stephan Hawking, ben bu kitabı okurken öldü. 🙁 Bir akrabamı kaybetmişcesine üzüntü duydum. Bir daha böyle bir adam dünyaya gelmeyecek, yine de Hawking ile aynı zamanda yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum…
Richard Dawkins’in, Hawking’in kitaplarını eğlenceli ve öğretici bulurum. Eğer bilim ile ilgili eğitim almadıysanız, kurcaladığınız, öğrenmeye çalıştığınız konular zorlayıcı ve bazen de sıkıcı olabilir. Ama bu iki yazarın kitapları hem eğlenceli oluyor hem de sizi okurken boğmuyor. Kitapçıda gezinirken Christophe Galfard’ın kitabına rastladığım zaman, ki kim olduğunu bilmiyordum, kitabın arka kapağında Hawking’in öğrencisi olduğunu ve en eğlenceli bilim kitaplarından bir tanesi olduğunu okudum. Gerçekten bilime dair şeyleri anlatırken karşıdaki okuyucuyu sıkmamak, onu konunun içine çekebilmek ve hayal gücünü destekleyici anekdotlar vermek gerekiyor. Bu kitapta da kesinlikle yazar bunu başarmış.
Teorik fizikçilerin sunduğu tezleri olabildiğince basit ve bir o kadar da detaylı olarak anlatıyor yazar bu kitapta. Çoğu bilim kitabındaki gibi onlarca formül de yok. Sadece E=mc2 ile bütün evrene dair bakış açıları sünüyor. Bunu yaparken de sizi macera dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Tabi ki bazı bölümlerde bilim ağır basıyor ve “ne dedi bu amca ya” diyerek bazı satırları bir iki kere okumak gerekebiliyor. Aynı konu üzerinde farklı yazarların kitaplarını okumanın bilginin pekiştirilmesi için ve farklı tezleri de görebilmek için gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir kitapta olmayan bilgi, ya da anlayamadığımız kısımları diğer kitapta algılayabiliyoruz.
Bu kitapta ilk defa bu kadar detaylı olarak, paralel evrenler ile, kara delik ile, elektronlar ile, kısacası fiziğe ve uzaya dair birçok konu ile tanıştım. Çok kapsamlı ve uzay ile ilgili olan herkesin bir şekilde göz gezdirmesinin şart olduğu bir kitap olduğunu düşünüyorum. İlk defa uzaya yolculuk yapacaksanız da bence güzel bir başlangıç kitabı. Gerçi dediğim gibi bazı kısımlarda algılama zorluğu çekebilirsiniz, ama yazar da zaten bu kısımlardan bu zorluktan bahsediyor. Yalnız değilsiniz yani 🙂
Bu arada kitabın çevirmeni Duygu Akın’ı da tebrik etmek istiyorum. Bu tarz kitapların çevirisinin zorluğunu düşünüyorum da, helal olsun 🙂
keyifli okumalar diler, bir sonraki kitabıma başlangıç yaparım…