
Kafka ile de tanışayım dedim sonunda. Tanıştım, ama iyi mi oldu kötü mü oldu bilemiyorum.
Sabah uyandığında kendisini böcek halinde bulan bir adamın hikayesini anlatmakta bu kısa öykü. Ailesinin ona bakış açısı, zamanla değişen olaylar, bunlarla başa çıkışı…
Aslında okunan kitabın okuyucuyu tatmin edip etmediği kitaptan ne beklendiği ile alakalı. Ben ise kitaplardan beni alıp ayrı dünyalara götürmesini isterim, ya da edebi açıdan bir farklılık olmalı, farklı bir tarz ile buluşmalıyım, ya da bana bilgi katmalı, beni geliştirmeli. Hepsi bir arada bir kitapta olursa da ne ala. Fakat Kafka’ya ait okuduğum bu kitabı bitirdiğim zaman bunların hiçbirisini yaşamadım. Başkarakterin yaşadığı şeyleri yaşamış olanlar, kendisini değersiz, böcek gibi hissettiği zamanları yaşamış olanlar kitaptan etkilenebilirler. Sonuçta okuduğun kitap bir şekilde, bir yerden seninle ilgili, yaşadıklarınla ilgili bir an yakalayabilirse senin için değerli bir kitap haline gelir ve “işte bu beni anlatıyor” dersin.
Şu dönem içerisinde eğer kendimi dışlanmış, değersiz ya da kendi başıma hissetseydim belki ben de bu bağı kurabilirdim ama olmadı.
Sonuç olarak Kafka ile tanışmamız pek iç açıcı bir ortamda olmadı. Ama yine de her zaman dediğim gibi, hiçbir kitap kayıp değildir.
Farklı yayınevlerinden farklı fiyatlarla elde edebilirsiniz. Ben Can Yayınlarından okudum, çevirisi gayet başarılıydı.
Daha fazla çizim görmek için instagram sayfamıza bekleriz. 🙂