Rating

Babam sayesinde elime ulaşan bir kitap “Beyaz Zambaklar Ülkesinde”

Zamanında Atatürk’ün de okuyup müfredata sokulmasını istediği, bir ülkenin elinde hiçbir şey yokken nasıl ayağa kalktığını anlatan bir hikaye. Kitabın önsözünde kitap içerisindeki kişilerin reel kişileri yansıtmadığından, Petrov’un belki de bir şekilde eklemeler yaparak kitabı yazmış olmasından bahsediliyor. Gözle görünen gerçek olan, Finlandiya’nın şu anki durumunu ve bütün dünyaya örnek olduğunu düşününce, gerçekleri okumaktan ziyade eski zamanlardaki ruhu yaşatmış olması sonsuz bir tatmin duygusu yaşatıyor okura.

Aslında kitabı okurken Finlandiya gibi bir örnek önümde olmasaydı kitabı “ütopik” kitaplar listeme ekleyebilirdim. Ama işte ütopya gerçek olmuş bu küçücük ülkede. Dinin, sanatın, eğitimin, birlik gücünün ne kadar önemli olduğunu, doğru şekilde kullanılan her bilginin ve bilgi aktarımının bir ülkeyi nasıl yoktan var ettiğinin güzel bir özeti. Aslında zamanında Atatürk’ün de bu güzel ülkemizde yapmış olduğu birlik ruhu ve sonuçta Cumhuriyetin kuruluşunun da bir izahı gibi… yine ütopya. Gerçekleşen bir ütopya. Elde hiçbir kaynak yokken, yoktan var etmeyi bilmek… yok etmek daha kolay işte… var etmek ise en zoru. Helal olsun diyebileceğimiz insanların geçmişte kalmış olması ve şimdiki zamanda kaybettiğimiz ruhları düşününce aslında insanın biraz da içini acıtan bir kitap…

Onlarca “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabını alıp, herkese büyük bir mutluluk ile imzalayıp hediye eden babamın ruhu… İşte bu ruhlar bu dünyayı kurtaracak. Bencillikten uzak, başkaları için de yaşayan ruhlar, ülkesi için yaşayan ruhlar… Öldürmeye çalışanlara inat, bütünlüğü, insan olmayı unutmayan ruhlar… Hayvanı, insanı, doğayı sevip “bugün başkaları için ne yapabilirim, ne yaptım?” Diye soran ruhlar…

Ruhumuzun kaybolmaması dileğiyle… okuyun bu kitabı…

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Leave a Reply