
Metin Uca’yı yarışma zamanlarından hatırlarım. Yarışmayı mı izlerdim yoksa onu mu zevkle dinlerdim bilemiyorum. Türkiye’de belki de aklı başında konuşarak kendisini geliştiren ve çizgisini hiç bozmayan nadir insanlardan bir tanesi. Arkadaşımın kitap yorumunda bu kitabı görünce de hemen gidip aldım. Karşımda Metin Bey konuşuyormuş gibi büyük bir keyifle, üzüntü ile, mutluluk ile ve ağırlıkla can acısı ile okudum.
Tabi ki gündeme göre yazmış Sn. Uca. Kör göze parmak sokar gibi değil de ufaktan dokundurarak yazmış. Öyle bir yazmış ki, hikayenin kahramanına dair “yahu ben bu adamı tanıyorum” diye düşünürken sizi şok eden kahramanların(!) ortaya çıktığı hikayeler yazmış. Öyle bir yazmış ki, “ya ben bu ülkeyi her türlü korumaya çalışıyorum” diye düşünen senin, aslında hiçbir şey yapmadığını anlatmış. Öyle bir yazmış ki düşünmeyen beyinlere birazcık da olsa düşünce pompalamış. Düşün demiş, kurcala demiş, bu gelecek hepimizin demiş…
Tam da seçim öncesi okumak ile güzel bir şey yaptığımı düşünüyorum. Düşünen insanı biraz silkeleyen, düşünmeyen insanı birazcık düşünmeye davet eden yazılar. Müzik, icat, yönetim, yönetememe, yönetmeye çalışmak, yönetiyormuş gibi yapıp sömürmek,sömürmüyormuş gibi yapıp salak yerine koymak, sevgi dolu gösterip can almak, zeki olduğunu zannedip sonunda salaklıklarının ortaya çıkması, kandırılan insanlar, kandırılan devletler… yani tanıdık konular, tanıdık gündemler, tanıdık bir güzel adam tarafından yorumlanmış. Kısa hikayeler barındırsa da uzun düşüncelere yol açan bir kitap çıkmış ortaya…
Okuyun derim… Düşünün derim… Tartışın derim…
Herkese iyi okumalar…