ISBN: 9786059232609
Kitabın yazarı Mehmet Genç’in facebook hesabındaki sayfasını yaklaşık olarak bir seneyi aşkın süredir takip ediyorum. Herkesin imrenerek baktığı, yürü be koçum dediği, maddi destekte bulunduğu, anlattığı hikayelerden dolayı gözlerinin dolmasına neden olan bir sırt çantalı gezgin Mehmet.
Şimdi sırt çantalı gezgin nedir diye soracak olursanız; Dünyayı gezen insanların bir kısmı belli bir süre para biriktirip, turlara bu paraları yatırıp, gittikleri ülkelere ait fotoğraflar ve ufak tefek anılarla dönen insanlar. Bu kısım gözlemlediğim kadarıyla bir şeylerle uğraşmadan, güvendiği gezi firması ile, sadece onların göstereceği ve “Kitle Turizmine” hitap eden yerleri görmeye hevesli kişiler. İkinci bir grup ise bakalım yol bize ne getirecek acaba diye sadece biletini alıp yola çıkmayı başaran kişiler. Şu zamana kadar benim gittiğim bir kaç yer bu iki gezi tarzının ortalarındaydı. Yani bilet hazır, kalacak yer hazır ama gezilecek yerler, plan v.s. arkadaşlarla ayarladığımız rota dahilinde gerçekleşti. Zaten bu tarz bir gezi yaptıktan sonra emin olun klasik tur acenteleri ile hiçbir şekilde mutlu olamazsınız. Kafana göre takılmak, herkesin zaten gördüğü yerlerden ziyade farklı mekanlar görmek, orayı, o şehri, o ülkeyi gerçek anlamıyla yaşamak, halkın içine karışmak, sevdiğin bir mekanda bir kaç saat zaman geçirmek, sevmediğin yerde ise hemen kalkıp gitme özgürlüğü. Tarif edilemez bir duygu.
İşte Mehmet Genç zamanında her şeyi bırakarak çıktığı yolculuklara dair anılarını, takipçilerinin de ısrarı ile bu kitabında birleştirdi. Zaten hikayelerini az çok okuduğum için içeriğine bile bakmadan aldım kitabı. Çıkmasını sabırsızlıkla bekliyordum ne yalan söyleyeyim. Negatif ve pozitif eleştirilerimi sıralama vakti.
İlk başta tabii ki facebookta takip ettiğim birisi olduğu için okuduğum hikayeleri zaten okumuş olmak beni birazcık boğdu diyebilirim. Kitabın belli bir noktasından sonra denk gelmediğim hikayelere denk geldikçe daha bir sevindim. Zaten kitap çıkartacağını duyduktan sonra sanal alemden okumaya ara verdim ne yalan söyleyeyim. Çoğu bölümün sonrasında barkodlar ile bölüme ait fotoğraflara ulaşmak güzel olmuş. Teknoloji ile beraber kitaba devam etmek eğlenceliydi. Onda da fotoğraf azlığı beni hüsrana uğrattı ne yazık ki. Çünkü Mehmet Bey’in elinde daha fazla fotoğraf olduğunu biliyorum. Yine de bölümü okuduktan sonra oraya ait videoları izlemek çok çok keyifliydi. Zaten okurken bir nebze gözünde canlandırdığın heyecanlı anların videosunu izlemek hayal gücün ile gerçeği kıyaslama şansı veriyor.
Kitabın içeriği bana birazcık düzensiz geldi. Misal bir an Kolombiya’yı okurken bir sonraki bölümde Panama’da olup, sonrasında yine bir kaç bölüm sonra Kolombiya ile ilgili bir hikayeye denk gelinebiliyor. Haliyle seneler de farklı farklı. Kronolojik bir sıraya göre içerik düzenlemesi yapılabilirdi. Bu hikayelerin aralarında bir de Mehmet Bey’in gezginlere tavsiyeleri, ya da gezi sırasında başından geçen ilginç olaylar, ya da sosyal medyada karşılaştığı gariplikleri farklı bölümler ile anlatmış. Kitap bölümlere de ayrılabilirdi diye düşünüyorum. Yaşadığı güzel olaylar, kötü olaylar, tavsiyeler v.s. gibi.
Sanal alemde yazdığı yazılar hiçbir şekilde değiştirilmeden kitaba yansıtılmış. Sanırım sadece dil bilgisi kuralları ile ilgili düzeltmeler yapılmış. Ama bu sorun internet ortamında bir yazı okumak ile, kitaptan okumak arasındaki farkı da gözler önüne seriyor. İnternette yazılan hikayeyi okurken sıradan bir yazıya tanıklık ediyorsunuz, fotoğraflar var, paylaşımın altındaki yazılar var v.s. Yani hayal gücünüz çok aktif olmuyor. Ama bir kitabı okurken (en çok zorlandığım kısım konuşmalardı ) hayal gücünü destekleyecek betimlemelere ister istemez istek duyuyorsunuz. Konuşma cümlelerinin çoğu soru cevap şeklindeydi. Mehmet Bey soruyor, karşıdaki kişi cevap veriyor. Adın ne, nerede oturuyorsun v.s. gibi. Karşıdaki kişinin ya da Mehmet Bey’in duyguları aktarılmadığı için bir sorgulamayı okuyormuş gibi hissettim. Belki burada yazar yaşadığı olaylara ek olarak bir şey katmak istememiştir. Saygı duyarım buna da. Sonuçta yaşanmış ve yazılmış konular bir kaç sene öncesine ait. “X kişi gülümsedi ve şu şekilde cevap verdi” şeklinde bir roman vari paylaşımı istememiş olabilir. Ama kitabı daha bir keyifli hale getirirdi bence.
Onun dışında abi adam zaten çoğu kişinin başaramadığı bir şeyi başardı. Önünde saygı ile eğiliyorum. Türkiye’de gerçek gezgin sayısı sanırım bir elin parmağını zor geçer. Var olanları da biz bilmiyoruz belkide. Mehmet Genç çoğu kişinin imrenerek baktığı bir olayı gerçekleştirdi ve senelerdir yaptığı fedakarlığın sonucunu da sponsorluklar, bu kitabın başarısı gibi pozitif geri bildirimler ile almış bulunmakta. Sonrasında bence kitaptan ziyade hakkını verebilecek bir kanal ile bir belgesel çekmesini çok isterim.
Arkadaşım ve Profesyonel Tur Rehberi olan Tulga Ozan ile (ki kendisi tur organizasyonu yapıyor olsa da, tüm gezileri sırt çantası tadında geçmektedir) geziler ile ilgili çok konuşmuşluğumuz vardır. Mehmet Genç de bu konuşmalarda kulaklarını çınlattığımız kişilerden birisiydi. Yani yazdığım olumsuz eleştiriler “kedi uzanamadığı ciğere mundar der” hesabı değil de, “uzaktan takip ettiğim değerli bir insana bir katkım olabilir belki” düşüncesi ile yazmış olduğum değerlendirmelerdir.
Sözün özü; gezi kitaplarını seviyorum. Sayfalar ile beraber hiç gitmediğim yerleri görmeyi, hayal etmeyi seviyorum. Kitap yazmak kesinlikle kolay bir iş değil. Ama ne kadar amatörce ya da profesyonelce de olsa hem kişiye olan saygımdan, hem de bu maceralardan az da olsa bir şey öğrenebilmiş olmamdan dolayı keyifle edindiğim kitaplar oluyor Gezi Kitapları.
Bu arada yayın evini de tebrik ediyorum. Ephesus hem kitabın kapak tasarımı hem de bu başarılı tasarıma göre uygun olan fiyatı ile beğenimi kazandı.
Herkese keyifli okumalar diliyorum…
Daha fazla çizim görmek için instagram sayfamıza bekleriz
Piyasa Fiyatı 27,50 TL
www.dr.com.tr 19,25 TL
www.idefix.com 20,08 TL
www.kitapyurdu.com 20,62 TL
www.ilknokta.com 17,88 TL
